Kamalak Arabuluculuk Merkezi

+90 312 261 4001

info@kamalakarabuluculuk.com

Genel Olarak Arabuluculuk ve Dava Şartı

Makalelerimiz

45

Genel Olarak Arabuluculuk ve Dava Şartı

Alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemlerinden biri olan arabuluculuk, 07.06.2012 tarihli ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun (“HUAK) 2’nci maddesinde “Sistematik teknikler uygulayarak, görüşmek ve müzakerelerde bulunmak amacıyla tarafları bir araya getiren, onların birbirlerini anlamalarını ve bu suretle çözümlerini kendilerinin üretmesini sağlamak için aralarında iletişim sürecinin kurulmasını gerçekleştiren, tarafların çözüm üretemediklerinin ortaya çıkması hâlinde çözüm önerisi de getirebilen, uzmanlık eğitimi almış olan tarafsız ve bağımsız bir üçüncü kişinin katılımıyla ve ihtiyari olarak yürütülen uyuşmazlık çözüm yöntemi” şeklinde tanımlanmaktadır.

Genel Olarak Arabuluculuk

Arabuluculuk yöntemi, zaman içerisinde farklı toplumlarda ve kültürlerde çeşitli uyuşmazlık türleri için kullanılmaya başlanmış, arabulucular değişen uyuşmazlık türlerine yönelik olarak farklı yöntemler geliştirmişler ve sonuç olarak arabuluculuk doktrinde çeşitli şekillerde ele alınmıştır. Arabuluculuk faaliyetinin kullanım çeşitliliğinden dolayı bir takım yasal düzenlemeler yapılmak zorunda kalınmıştır. Böylelikle ülkelerin hukuki yapısıyla değişen birbirinden farklı arabuluculuk türleri oluşmuştur. Zorunlu arabuluculuk türü de arabuluculuk sürecine başvurunun niteliğine göre yapılan ayrım sonucu ortaya çıkmıştır.

Arabuluculuğa başvuru genel olarak tarafların iradesine dayanmakla birlikte bazı hukuk sistemlerinde arabuluculuğa başvuru zorunluluğu bulunmaktadır. Hukuk düzenimizde ilk olarak uygulama alanı bulan ihtiyari arabuluculuk olmakla birlikte, son dönemlerde yapılan yasal düzenlemeler ile bir dava şartı olarak arabuluculuğa başvurma zorunluluğu, kanuni ifadesi ile dava şartı olarak arabuluculuk yöntemi getirilmiştir. 6325 sayılı Kanun’un 13’üncü maddesi gereğince taraflar dava açılmadan önce veya davanın görülmesi sırasında arabulucuya başvurma konusunda anlaşabilirler. Bu düzenlemede arabuluculuğa başvurunun tarafların iradesine bağlı olduğu ve iradenin dava açılmadan önce açıklanabileceği gibi dava açıldıktan sonra da açıklanabileceği belirtilmiştir. Bu noktada tarafların karşılıklı iradelerinin uyuşması ile arabuluculuk sözleşmesi kurulmakta olup uyuşmazlığın çözümünde arabuluculuğa başvuru bu sözleşme gereğince ihtiyari olarak yapılmaktadır. Ayrıca 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (“HMK”) m.137 gereğince mahkemenin de tarafları arabulucuya başvurmak konusunda aydınlatıp, teşvik etme yükümlülüğü bulunmaktadır.

Arabuluculuğa Başvurma Zorunluluğu

Arabuluculuğa başvurma zorunluluğu ise ilk olarak iş uyuşmazlıkları alanında 01.01.2018 tarihinden itibaren uygulanmak üzere İMK ile getirilmiş ve söz konusu düzenlemeler “dava şartı olarak arabuluculuk” madde başlığı altında yapılmıştır. İMK m.3 kapsamında yer alan uyuşmazlıklar bakımından dava şartı olarak uygulanacak olan arabuluculuk faaliyetinde öncelikle İMK’de yer alan düzenlemeler dikkate alınacaktır. Bu kanunda düzenlenmeyen durumlarda ise HUAK’da yer alan hükümler uygun düştüğü ölçüde uygulanacaktır.

İlk defa iş uyuşmazlıklarında uygulama alanı bulan zorunlu arabuluculuk sayesinde dava sayısı üçte iki oranında azalmış ve bunun yansıması diğer uyuşmazlık alanlarında da arabuluculuğun dava şartı olarak genişletilmesi olmuştur. 06.12.2018 tarihli ve 7155 sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun’un 20’nci maddesiyle ticari uyuşmazlıklarda arabuluculuğa başvuru da dava şartı hâline getirilmiştir. Bu Kanun ile HUAK’a “Dava Şartı Olan Arabuluculuk” başlıklı 18/A maddesi eklenerek ilgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olmasının dava şartı olarak kabul edilmesi durumunda arabuluculuk sürecine uygulanacak genel hükümler belirlenmiştir. Türk Ticaret Kanunu’nda (“TTK”) dava şartı olarak arabuluculuk faaliyetinin getirildiği 5/A maddesinde bu faaliyetin ne şekilde işletileceğine ilişkin ayrıntılı bir düzenleme yapılmamış, sadece hangi uyuşmazlıkların dava şartı olarak arabuluculuk kapsamında yer aldığı ve bu sürecin süresi düzenlenmiştir. Bu nedenle ticari uyuşmazlıklar bakımından TTK m.5/A’da düzenlenmeyen hususlarda dava şartı olarak arabuluculuk faaliyetinde HUAK m.18/A uygulanacaktır. Bu maddede düzenlenmeyen hususlar da ise HUAK’da yer alan diğer hükümler hukuki niteliğine uygun düştüğü ölçüde uygulama kabiliyeti bulacaktır.

Dava Şartı

Dava şartı; bir davanın esası hakkında inceleme yapılabilmesi için gerekli olan, davanın her aşamasında mahkeme tarafından resen gözetilmesi gereken, taraflarca da davanın her aşamasında eksikliği ileri sürülebilen hususlardır. Arabuluculuğun bir dava şartı olarak öngörülmesi durumunda, dava açılmadan evvel arabuluculuğa başvurulmamış olması davanın usulden reddedilmesine sebep olmaktadır. Dava şartları davanın açılmasına engel olmayıp, mahkemenin yargılama yapabilmesi için gerekli olan şartlardır. Bu durumda arabuluculuğa başvurulmamış olması dava açılmasının önünde bir engel teşkil etmeyecek ve açılan dava derdest sayılacaktır. Mahkemenin uyuşmazlığın esası hakkında inceleme yapabilmesi için kanunda belirtilen uyuşmazlık türleri ile sınırlı olarak arabuluculuğa başvurulması zorunludur. Bu zorunluluğun yerine getirilmemesi hâlinde davanın, dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddedilmesi gerekecektir.

Dava şartı olmanın bir sonucu olarak arabuluculuğa başvuru bir zorunluluk arz etmekte ise de bu zorunluluk yalnızca arabuluculuğa başvuru ile sınırlıdır. Taraflar istedikleri zaman, süreci sonlandırabilecekleri gibi, süreç sonunda anlaşmaya varıp varmamak konusunda da tercih hakkına sahiptirler. Anlaşmaya varılamaması hâlinde ise uyuşmazlığın çözümü için yargı yoluna başvurulması mümkündür. Arabulucuya başvurulmamış olması sebebiyle dava şartı yokluğu dolayısıyla usulden reddedilen bir davanın dava şartına ilişkin eksikliğin tamamlanmasından sonra tekrar açılması da mümkündür. Bu yönüyle dava şartının yerine getirilmemesi sebebiyle davanın bir kere usulden reddedilmiş olması uyuşmazlığın yargı önüne taşınmasını engellememektedir.

Sonuç

Hem ihtiyari arabuluculuk hem de zorunlu arabuluculuk faaliyetinde arabulucunun uyuşmazlık hakkında karar verme yetkisi yoktur. Arabulucu sadece belirli yöntem ve teknikler uygulayarak, tarafların arasındaki uyuşmazlığın dava yoluna gitmeden çözümune yardımcı olmaktadır. Başka bir ifadeyle arabulucu, taraflar arasındaki uyuşmazlığı çözüme kavuşturmayı değil sorumlulukları tamamen kendilerine ait olacak şekilde uyuşmazlığı tarafların çözmesine katkı sağlamaktadır. Dolayısıyla taraflar dilerse arabuluculuk sürecini sona erdirip yargı yoluna başvurabilirler. Kamalak Arabuluculuk Merkezi olarak aradığınız danışmanlık hizmetine bizimle ulaşabilirsiniz.